Tuna Nehri Bisiklet Turu | 12. Gün (Viyana-Bratislava) 21.08.2017
Bugün çok beğendiğimiz Viyana’dan ayrılıyoruz. Gün içerisinde Avusturya sınırından çıkıp Slovakya’nın başkenti Bratislava’da olmayı planlıyoruz. Sabah hotelde 06.40 civarında uyandık. Hotelde kahvaltımızın ardından eşyalarımızı toparlayıp tekrar kaldığımız yerden Tuna Nehri Bisiklet Yoluna çıktık.
Viyana’dan Tuna Nehri üzerinden geçen bir köprüden geçerek çıkış yaptık.
Bugünkü rotamızın büyük bir kısmında Donau National Park’tan devam ettik.Tuna Nehri Bisiklet Yolunun en popüler kısmı olarak bilinen Passau-Viyana arasının bitmesinin ardından yolda işaretleme hissedilir şekilde azaldı. Ancak rota üzerinde kaybolmak pek mümkün değil. 🙂
Yol üzerinde pek fazla gölge bulunmadığından öğle yemeğimizi güneş altında oturaklı bir tahta masada ton balığı yiyerek geçirdik.
National Park’ta bisiklet yolu bir su seti üzerinden gidiyordu. Her yer gözümüzün alabildiği kadar masmavi gökyüzü ve yeşildi.
Donau National Parktan birkaç kare fotoğraf,
Hainburg adlı bir kasabaya gelmeden önce bugüne kadar Tuna nehri üzerinden geçtiğimiz en uzun köprüden geçtik. İtiraf edelim ki bu köprüde bisiklet sürerken, tam nehir üzerindeyken korkuluğun biraz kısa olmasından dolayı çok korktuk.
Köprünün girişi
Biraz daha ilerledikten sonra
Nehir üzerinde
Viyana’dan köprüye kadar işaretleme azaldı demiştim. Ancak adamlar tüm tabelaları köprünün sonuna koymuşlar. 🙂
Hainburg’da bir cafede mola verdik. Cafeden Bratislava’ya 10 km kaldı. Biraz rüzgar önden gelsede rahat bir şekilde Bratislava’ya kadar devam ettik.
Bratislava’ya köprüden giriş yaptığımızda saat 15.00’i gösteriyordu.
Köprüden geçtikten sonra eski şehrin içindeydik. Bu kısımdan sonra Budapeşte’ye kadar harita almak için Turist Information aradık. Eski şehir meydanına geldiğimizde Turist Information’ı bulduk. Passau’dan aldığımız gibi bir harita bekliyorduk. Maalesef ki Turist Informationda bulunan görevlinin Tuna Nehri Bisiklet Yolundan haberi bile yoktu.
Şehrin haritasını aldık. Kamp alanı sorduk fakat onu bile çok zor tarif etti. Kamp alanı, haritadan ve maps.me uygulamasından baktığımıza göre bulunduğumuz yerden 10 km kadar uzakta gözüküyordu. Zaten çok küçük olan şehir merkezinde biraz zaman geçirdik.
Bratislava’da çok fazla hediyelik eşya dükkanı bulunuyor. Ama şehir genel olarak hoşumuza gitmedi. Şehirde neredeyse bisiklet yolu bulunmuyor. Kaldırımlar çok kötü ve bakımsız. Başkent olmasına rağmen herhangi bir düzen yok. Yollar berbat durumda.
Kısa şehir gezimizin ardından kamp alanına gitmeye karar verdik. Kamp alanı havalimanın yakınlarında gözüküyordu. Kamp ocağında kullandığımız propan gazımız azalmıştı. Kamp alanına gitmeden küçük boy bir propan gaz aldık. Yakınlarındaki bir marketten akşam yemeği için alışveriş yapıp kamp alanına doğru devam ettik.
maps.me uygulamasından yolu takip ettik, otoban gibi yolların sapaklarından geçtik. Bir yerlere geldik ancak bir türlü kamp alanına ulaşamıyorduk. Otoban gibi olan yolun üzerinden geçen yolun sonunda gözüküyordu. Oraya kadar geldik. Fakat ordan sonra evsizlerin ve sorunlu insanların yaşadıkları yere geldiğimizi anladık.
Artık umudumuzu yitirdik. Geri dönmeye ve bir hotele gidip geceyi orda geçirmeye karar verdik. Yol üzerinde uygun bir yerde durup haritadan kamp alanını bir daha kontrol ettik. Şansımızı son kez denemek için hotel kararımızdan vazgeçip farklı bir yolda kampinge doğru devam ettik. Çok acayip yerlerden geçip tek bir bisikletçiyi bile görmeden sonunda kamp alanını bulduk. O kadar güvensiz yerlerden geçtiğimizi hissettik ki anlatamam.
Kamp alanı çok ilginç bir yerde ve acayip bir girişi var. Girişte bir polis arabası bekliyordu. Sonra resepsiyon yazan yere girdik. Camping Zlate Piesky isimli kamp alanına iki kişi, bir gece ve bir çadıra 12.40€ verdik. İstersek bisikletleri kilitli bir odaya koyabiliyorlarmış. Daha güvenli oluyormuş. İlk defa böyle bişey duyduk. Eşyaları bıraktıktan sonra oraya bırakacağımızı söyledik.
Kamp alanına giriş işlemlerinin ardından zaten yorgun ve gerginliğimizin üzerine kamp alanın güvensizliği ve pisliğinin eklenmesi tuz biber oldu. Girişte çok evsizlerin yaşadığı bir bölge gibi duran bir yer bulunuyordu. Hemen tuvaletlerin oradan geçerek uygun bir yere çadırımızı kurup, eşyaları çadıra koyduk. Bisikletleri kapıda bekçinin açtığı küçük bir depoya koyup deponun içinde de kilitledik. Çadırın yanına dönünce hemen yemek işine başladık.
Tuvaletlerin orda bir grup ergen acayip acayip bağırıyor. Erkekler son derece artist, kızlar ise bir o kadar süslü olmaya çalışıyor gibi gözüküyordu. Herkes telefonunu şarja takmış başında bekliyordu. Bunlar şu ana kadar kamp alanlarında gördüğümüz bir durum değildi. Tuvaletler kötü durumdaydı. Tur boyunca kaldığımız en kötü kamp alanı burası oldu.
Garip bir durum daha vardı. Sanki bunu bizden başka sorun eden kimse yok gibiydi. Bir tarafta Avrupanın farklı yerlerinden ailesi ile gelmiş insalar gayet normal rahat bir şekilde takılıyordu. Fakat diğer tarafta genelde insanların bulaşmak istemeyeceği tipler kamp kurmuş gitar çalıp mangal yapıyordu.
Bizde hala kendimize nereye geldik diye soruyorduk. Moralimiz inanılmaz bozuldu. Özellikle Viyana’dan sonra böyle bir yer bizim tüm enerjimizi emdi. Hızlıca yemek yedikten sonra, bulaşık yıkayıp hemen çadıra girdik. Bu kamp alanından hiç fotoğrafımız yok.
İlk Warmshowers misafirimiz Laia ve Albert çifti de bizimle kısmen aynı rotadan geçmiş Bratislava’yı beğenmemiş ve özellikle kamp alanının berbat olduğunu söylemişti. Ayrıca çok sevdiğimiz arkadaşımız Ümit Sönmez’de Bratislava’da fazla zaman harcamayın demişti. Mümkünse orda kalmayın bile demişti. Ama biz hiçbirini dinlemeyip yine de bu iğrenç kamp alanında konakladık. Turumuzun en kötü akşamıydı.
Günlük yol bilgileri: Viyana-Bratislava(Kamp Alanı) 86 km
Video
Tuna Nehri Bisiklet Turumuzun 10, 11 ve 12. gününü içeren videomuzu aşağıdan izleyebilirsiniz.
Henüz Yorum Yok